MeLeKLeR GeLiYoR

ALLAH SANA DARILMADI KOS ONA







Diyelim başınıza istemediğiniz bir olay geldi. 
Yıkık, perişansınız. Kimse ile görüşmek istemiyorsunuz. Çoğunluk size küsmüş gibi. Yalnızsınız. 

Herkes benden uzak, herkes bana kırgın 
düşüncesi içinde çöküntü yaşıyorsunuz. 
Yalnızlığınızın karanlık mağarasına şu ayet bir güneş gibi doğuyor: 
"Rabbin 
sana ne darıldı, ne de 
seni bıraktı"(Duha-3) 
Kim 
kırılırsa kırılsın, kim darılırsa darılsın, kim terk ederse etsin. 
Rabbim terk etmiyor, kırılmıyor ya, 
ne gam! .. Bu ne büyük ferahlık değil 
mi? .. 
......... 
Başınızda ağır bir dert var. Sanki hiç 
bitmeyecek gibi geliyor. Sanki bu 
sorun hayatınızın sonunu hazırlıyor gibi. İşte o an ayet yetişiyor 
imdada: 
"Demek ki, zorluğun 
yanında bir kolaylık mutlaka var! Zorluğun yanında bir 
kolaylık muhakkak var! " (İnşirah-5/6) 
Garantiyi veren Allah! .. Hem de ne 
garanti, her zorlukla beraber bir de kolaylık geleceği 
"mutlaka" ifadesi ile 
pekiştirilip ikna olalım diye iki kere tekrarlanıyor. 
Ayet; kolaylığın zorluk içinde saklı olduğunu, 
çözümün sorunda gizli 
olduğunu da 
fısıldıyor. Bu manayı duymuş olan Niyazi Mısri(k.s) şöyle demiş: 
"Derman aradım derdime, derdim bana derman 
imiş" 
...


..... 





















Maddi sıkıntınız hat 
safhada. Yoksul düştüğünüzü hissediyorsunuz. İflas 
ettiniz.. 
Sıfırı tükettiniz yani. Nasıl ayağa kalkarım düşüncesi içinde 
boğulurken 
ayet size yeni bir ümit 
veriyor: "Eğer yoksulluktan korkarsanız, Allah 
dilerse lütfuyla sizi zengin kılar. Şüphesiz 
Allah hakkıyla bilendir, hüküm 
ve 
hikmet sahibidir." (Tevbe-28 ) 
......... 
Bir yakınınız ölümcül 
hastalıkla yatağa düştü. Doktorlar fazlaca ümit 
vermiyorlar. 
Çoğu kere Onu nasıl teselli edeceğinizi dahi bilemiyorsunuz. Gerçek 
ortada 
iken moral vermeye çalışmak 
sanki sahte davranmak gibi geliyor size. Ciddi 
bir delil olmalı ki hastanıza siz de inanarak 
moral verebilesiniz. Eyyub 
Nebi var 
Kur'an'da... 
Hastalıkların, dertlerin en ağırına müptela olmuş ama sıhhate 
kavuşmuş. Onun 
hali size dayanak 
oluyor: Kulumuz Eyyub u da an, o zaman Rabbine şöyle nida 
etmişti: "Bak bana, meşekkat ve acı ile 
şeytan dokundu! Ve ona, bütün 
ailesini ve beraberlerinde bir misli daha tarafımızdan bir rahmet 
olarak 
bahşettik ki, temiz akıllılar 
için bir ibret olsun. (Sa'd-41/43) 
......... 

Ama yine de bazı şeyleri yediremiyorsunuz kendinize. Bir 
tutamak arıyorsunuz. Ayet el veriyor 
size: "Olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa o, hakkınızda 
hayırlıdır. Olur ki, siz bir şeyi 
seversiniz; ama o, sizin hakkınızda bir fenalıktır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (Bakara-216) 
......... Rabbimiz Allah, Rasülümüz Muhammed(s.a.v) , 
Kitabımız Kur'an, Yolumuz Sırat-ı Müstakim! .. Bizden bahtiyarı yok dünyada! .. Her ne olursa 
olsun, ne yaşanırsa yaşansın zafer ve 
başarı bizim. Bunu da kafadan söylemiyoruz, Kur'an konuşuyor:Vel 
Akıbetü lil Müttakin(Kasas-83):Akıbet(hayırlı son, güzel sonuç) Müttakiler (takvayı kuşananlar, 
korunanlar, inanca sarılanlar) 
içindir! ..

Muhakkak ki biz sana Kevserr17;i verdik. 
O halde, Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.
Sana buğzeden var ya, işte asıl sonu kesik olan (ebter) odur

0 yorum:

DÖNDÜM KIBLEYE...BAKTIM KABE'YE